10 Mayıs 2008 Cumartesi

Dernek başkanımızın, Haydar Aliyev'i anma toplantısı için hazırladığ konuşma

Haydar Aliyev anma toplantısı,

Sevgili dostlar, bugün, Haydar Aliyev’in 85. doğum gününde, onu anmak için burada toplandık.
İzmir’de yaşayan Azerbaycanlılar ve dostları olarak istedik ki, Ölümsüz Liderin, 1992 ve 1997 yılında İzmir’e yaptığı iki ziyarete yad ederek, onu analım.

Haydar Aliyev’in kişiliği, onun Azerbaycan halkına yaptıkları, onun Azerbaycan tarihindeki yeri konusunda günlerdir Azerbaycan Televizyonları ve Azerbaycan basını gereken her şeyi söyledi.

Bizde bu gün onu, İzmir ziyaretleriyle yad etmeyi uygun bulduk.

Haydar Aliyev İzmir’e ilk ziyaretini 4-7 Haziran 1992 tarihinde gerçekleştirdi. O tarihlerde İzmir’de düzenlenen "3. İktisat Kongresi"ne katılmak için geldi.

Haydar Aliyev o sıralarda Azerbaycanın bir parçası olan Nahcıvan Özerk Cumhuriyetinin
Meclis Başkanı olarak görev yapıyordu. Ermeni saldırılarının Nahcıvana da yöneldiği,
Nahcıvan da yaşayan Azerbaycanlıların büyük sıkıntılar içinde olduğu bir dönemde, Haydar Aliyev Türkiye’ye geldi. Önce Ankara’yı ziyaret eden Aliyev, daha sonra da 3. İzmir İktisat Kongresin katılmak için İzmire geldi.

Kongreye yaptığı 2,5 sayfalık konuşmadan bölümler aktaracağım sizlere,

“Sayın Başbakan, değerli kongre üyeleri, sevimli Türk Kardeşlerimiz; zor durum içinde, saldırmalar içinde yaşayan, Azerbaycan’a bağlı Nahcıvan Özerk Cumhuriyetinin halkından sizlere, Türkiye’de olan kan kardeşlerimize, hararetli salamlarımızı sevgilerimizi sunarım.
Türkiye Hükümetenin davetiyle Nahcıvan Özerk Cumhuriyetinin heyeti bu kongrede bulunduğuna göre, ben teşekkürlerimi bildiriyorum. Ve çok mutlu olduğumuzu söylüyorum.

Aynı bir soy, kökten olmamız, aynı halka mensup olmamız, aynı dine, aynı dile mensup olmamız, bunların hepsinin esaslı olduğunu bildiriyor ve bir de Türkiye bütün Türk devlerinden, bütün Türk halklarından, bütün Müselman halklarından, hapsinden daha da ileri gitmiş bir ülke, daha da modernleşmiş bir ülke; ona göre de biz bu modeli esas alıp bunun üzerinde gitmeliyiz, yeni modeller arayıp vaktimizi yitirmemeliyiz. Emin olmanızı istiyorum ki, Nahcıvan Özerk Cumhuriyeti, bu yolla gelecektir.

Nahcıvan şimdi ablukadadır, demiryolu işlemiyor, yanacak yanmıyor, gıda maddeleri gelmiyor, Bizim 2 günlük un ihtiyacımız kalmıştır. Ancak biz hiç de telaş etmedik, perişan değiliz, Çünkü bizim yanımız da , bizimle birlikte Türkiye durur, Türk dünyası durmaktadır ve ben emin olduğumu bildirmek istiyorum ki , karşımız da olan 100 illik Türk halklarını birleştirecek, Türk halkalarının olacaktır.
Bir daha size saygılarımı, sevgilerimi bildiririm. Bütün Türk kardeşlerime teşekkürlerimi bildiririm sağ olun.”

Haydar Aliyev 1992 deki ziyaretinde, her ülkeye ziyaret yaptığında olduğu gibi yine İzmir’de yaşayan Azerbaycanlılarla görüş geçirdi. Onların sorunlarını dinledi, onlara öğüt verdi.
1992 yılında İzmirde faaliyette olan Azerbaycan Dostluk Kültür ve Sanat Derneğini ziyaret eden Aliyev, İzmir’de iki Azerbaycan derneğinin olmasından duyduğu üzüntüyü bildirdi.

Haydar Aliyev’in 2. ziyareti ise 1997 Mayıs ayında gerçekleşti. Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantıları için ülkemize gelen Aliyev, Ankara’dan sonra, İzmir’e geldi.
İzmir’de 9 Eylül Üniversitesinin kendisine verdiği Fahri doktora unvanını aldı. Yine, o seyahati sırasında, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen, Sahilevlerindeki Baku Parkının, Levent Marinadan başlayıp İnciraltında kadar devam eden, Baku Bulvarının ve Bornova da bulunan Mustafa Kemal Bulvarının devamı konumunda olan Haydar Aliyev Caddesinin açılış törenlerine katıldı.
Aliyev bu seyahatinde de Azerbaycanlılarla görüşünü ihmal etmedi. İzmir’de yaşayan Azerbaycanlılarla, Prenses Otelinde, sohbet toplantısı yaptı, onların isteklerini dinledi, onlara öğütler verdi.
Bu sohbet toplantılarına katılan Azerbaycanlılardan birisi de bendim. Bu toplantıda, ona Azerbaycan Televizyonun Uydu aracılığıyla Türkiyede de yayın yapmasını talep ettim. O’da yanında bulunan, o zamanda, Türk Cumhuriyetleriyle ilgili bakan Namık Kemal Zeybek’e isteğimi iletti. “Namık Kemal Bey bu konuyla ilgilener” dedi.

Bu toplantı nedeniyle gazete arşivlerinde yaptığım inceleme sırasında gördüm ki, İzmir ziyaretinden bir gün sonra, İstanbul da televizyon ve gazete sahipleriyle yaptığı toplantıda, bu isteğimizi Haydar Aliyev de, Türk televizyon şirketlerine iletmiş ve onlardan destek istemiş.

1997 yılında Aliyev’in İzmir’e yaptığı ziyarette, onu hava limanında karşılayanlar içinde ben de vardım. Karşılama törenine, “Babaların babası Haydar Aliyev” yazılı bir pankart hazırlayarak gitmiştik. Haydar Aliyev İzmir’e Demirel ile birlikte geliyordu.
O dönemde Demirel’e Baba deniyordu. Bizde, Haydar Aliyev’i daha üstte tuttuğumuzu belirtmek için “Babaların Babası” ifadesini kullanmıştık. Bu pankart Azerbaycan Basınının ve Haydar Aliyev’in çok hoşuna gitmişti.

Haydar Aliyev ile benim ilk karşılaşmam 1997 yılında Prenses Otelde gerçekleşen, bu sohbet toplantısında oldu. Onunla konuşurken çok heyecanlandım. Tv dışında başka taleplerimde vardı ondan. O taleplerimi de yazılı olarak hazırlamıştım ve kendisine verdim.
Haydar Aliyev ile benim ikinci karşılaşmam ise, 1997 yılı sonu yada 1998 şubat ayında, Bakü Hava limanında oldu. Benimle aynı saatte Demirel de Baku’ye gelmişti. Haydar Aliyev Demirel’i karşılamaya gelmişti. Karşılama törenini izleme şansına sahip oldum.
Aliyev ile 3. birlikteliğim ise 1. Dünya Azerbaycanlılar Kongresinde, 2003 yılında, Baku de gerçekleşti.
Aliyev’in kongrede yaptığı konuşmayı zaman zaman heyecanla, zaman zaman duygusallaşıp ağlayarak izledim.
Onun, “Men Azerbaycanlıyam”, “Men Azerbaycanlı olduğuma göre Fehr edirem” sözleri, hiçbir zaman beynimden silinmiyor.

Mende Azerbaycanlı olduğum için gurur duyuyorum, fehr edirem.
Ayrıca Haydar Aliyev’i anma toplantısını organize ettiğim için gurur duyuyorum.
Bu toplantıya katıldığınız için hepinize Teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok: